İstanbul’un Sultangazi ilçesinde partiler, 14 Mayıs’ta yapılacak seçim için çalışmalarına başladı. Sultangazi’nin en işlek caddesi olan Eski Edirne Asfaltı Caddesi’nde bulunan Sultançiftliği Merkez Cami etrafında toplananlar, yan yana dizili ağaçların tabanında cami duvarında oturmuş gölgelenirken seçimlere dair görüşlerini de lisana getirdi.
Sultangazi AK Parti’nin kalelerinden biri olarak biliniyor. İstanbul’un 2’inci Seçim Bölgesi’nde yer alan ilçede 2018 Genel Seçimleri’nde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yüzde 61,51 oy almıştı. CHP yüzde 16.53, HDP yüzde 15.63, MHP yüzde 7.92, UYGUN Parti yüzde 4.31, Saadet Partisi yüzde 1.52, HÜDA PAR yüzde 0.37, Vatan Partisi ise yüzde 0.11 oyla seçimi tamamladı.
Eski Edirne Asfaltı Caddesi’nden Topkapı-Mescidi Selam Tramvay Çizgisi geçiyor. Sultançiftliği Merkez Cami ise caddenin yanında bulunuyor. Dar bir avlusu olan caminin önünde 15 Temmuz Demokrasi ve Şehitler Meydanı var. Partiler burada açtıkları çadırlarda seçim çalışmalarını sürdürüyor. Meydanda Yine Refah Partisi, MHP ve GÜZEL Parti çadırları var lakin onlar da boş.
Meydandaki Yine Refah Partisi, MHP ve YETERLİ Parti çadırları… Caminin avlusunda yan yana dizilenler, ellerindeki tespihleri şakırdatarak çekiyor, gülüyor, şakalaşıyorlar… Fakat burada oturanlar Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı seçmenleri olarak iki kümeye ayrılmış. Gülüşenler, karşı kümeye göz ucuyla bakmayı da ihmal etmiyor. Zira buradaki seçmenler yıllardır bu duvarların ve ağaç gölgelerinin müdavimleri, hasebiyle birbirlerini düzgün tanıyor. Kimin hangi partiye oy verdiğini, kendileri hakkında ne düşündüklerini güzel biliyorlar.
Güneş zirvede beton meydana vururken, oruçlu olanlar arkadaşlarıyla birlikte boş çadırların gölgesine çekiliyor. Sohbetlerine de burada devam ediyorlar. Bazen konuşacak bir şey bulamadıklarında meydana bakıp uzun uzun düşünüyorlar.
‘HER SEFERİNDE DA TAM AKSİSİ ŞEYLER YAPIYOR’
Caminin avlusunda oturanlar ortasında AK Parti’ye itiraz edenler de var, destekleyenler de. Kuruluşundan beri AK Parti’ye oy veren bir Kürt seçmen, 14 Mayıs’ta oy vermeyeceğini söylüyor. Yanında oturan arkadaşını işaret ederek nedenini ise şöyle açıklıyor: “Bu arkadaşım biliyor. Ben bütün seçimlerde AK Parti’ye oy verdim. Lakin bu seçimde oy vermeyeceğim. Artık kâfi. Hiçbir şey bırakmadı. Her seferinde bu seçimde vaatlerini yapar diye verdim lakin her keresinde da tam aykırısı şeyler yapıyor” dedi. Oyunu kime vereceğini sorunca, ‘artık HDP’ye oy vereceğini’ söyledi.
Kürt seçmenin yanından oturan arkadaşı, hayat pahalılığının önünün alınmadığından yakınıyor: “Artık siyasetten bıktım. Her yerde konuşuyoruz. Bak burası Allah’ın meskeni lakin burada siyaset konuşuyoruz, ‘senin çocuğun iş buldu mu’ diye birbirimize soruyoruz. Ateş kıymeti olmuş her şey. Ben de daha evvel kaç kere oy verdim fakat artık oy vermeyeceğim.”
Daha sonra çabucak ilerde oturan Cumhur İttifakı’na oy verenlerin yanına gittik. Burada oturanlarla sohbet etmeye başladık. Evvel konuşmaktan çekindiler. Sakallarını okşadıktan sonra konuşan Yusuf Usta, tespih çekmeyi bıraktı: “Bunlar devlet düşmanı” diye bağırdı. Evvel göz ucuyla sağa sola baktı, sonra Millet İttifakı’nı işaret ederek kelamlarına şöyle devam etti: “Onlara oy vermeyeceğiz. ‘Cumhuriyeti yıkacağız’ dediler. Biz bunlara nasıl oy vereceğiz. Bunlar vatan düşmanı.”
Elini Yusuf Usta’nın dizlerine koyan Nevzat Beyefendi, evvel güldü sonra sakin sakin konuşmaya başladı: “Ali Babacan uçaklara dokunacağını söyledi. Bu uçaklara sen nasıl dokunursun. Bunlar devlet düşmanı. Bunlara nasıl oy veririz. Devleti yıkmak istiyorlar.”
Konuşulanları dinledikçe yüzü gerilen Sinoplu Selahattin Karadeniz, “Allah onlara fırsat vermesin” diyerek mırıldandı. Karadeniz, “Kürt devletini Ermeni devletini kuracaklar. Herkesin yanlışı var. Yanılgısız kul olmaz. Vatan olmayınca hiçbir şey olmaz” dedi. Ortaya giren Nevzat Beyefendi, “Bunlar emekli maaşlarımızı kesecek. O kadar yol yaptık. O kadar hastane, havalimanı yaptık. Bunlar hepsi boşa gidecek.”
Üçü de AK Parti’ye neden oy vereceklerini uzun uzun anlattılar. Anlattıkça da sesleri yükseldi, sesleri yükseldikçe de sağa sola baktılar. Cumhuriyeti kimin neden yıkacağını, yapılan yolların ve havalimanlarının nasıl boşa gideceğini ise “Öyle duyduk” diye açıkladılar.
‘BİZ DÜŞÜNMEYELİM KİMLER DÜŞÜNSÜN?’
Buradan ayrılınca parti çadırlarının olduğu yere geçtik lakin çadırlarda partililer yoktu. Kimse olmayınca Mehmet Beyefendi bunu fırsata çevirmiş. Tam zirvede olan güneşten korunmak için çadırın gölgesinde dalmış gitmiş düşünüyor. Nedenini sorunca, gülümseyerek “Biz düşünmeyelim kimler düşünsün?” cevabını verdi. Bu karşılık yanındaki arkadaşının dikkatinden kaçmadı. Arkadaşı Mehmet’in ne söyleyeceğini dikkatle dinlemeye başladı. Mehmet Beyefendi, hayat pahalılığı ve seçimlerle ilgili konuşunca artık AK Parti’ye oy vermeyeceğini söyledi.
Mehmet Beyefendi bunları söylerken ansızın durdu, biraz düşündü, “Tedirgin oluyorum” diye ekledi. Nedenini sorunca, “Eskiden AK Parti’ye oy veriyordum. Kendi beşerlerine bile bakamıyorlar. Artık oy vermeyeceğim. Bu yüzden tedirginim” cevabını verdi. Ortada bir kelamını kesen arkadaşı, “Herkesin fikri farklı. Hayat pahalılığı var lakin o da geçer” dedi. Mehmet Beyefendi yeniden de oy vermeyeceğini yineleyince bu sefer sonlanıp uzaklaştı.
Sultangazi dokuma atölyelerin ağır olduğu bir ilçe.Yıllar içinde büyük bir göç aldı. Lakin dokumacılık atölyelerindeki uzun ve ağır çalışma saatleri, verilen düşük fiyatlar çalışanlarda bir kırgınlığa neden oldu. Bu nedenle işsizlik kıymetine bölüm değiştirmek ve daha yeterli kurallarda çalışmak isteyenlerin sayısı artarken, atölye sahipleri de personel bulmakta sorun yaşıyor. Dokumacılık personeli Ahmet de bunlardan biri. Ahmet tekraren dokuma işinde çalıştı, ayrıldı, farklı işler denedi lakin tekrar dokumaya girdi. Ahmet, bir mühlet çalışıyor, çalışma saatlerine, baskılara dayanamıyor tekrar çıkıyor: “Artık bacaklarımın damarları şişiyor. Haftada altı gün gece 13 saat çalışıyorum. Tüm ısrarlarımıza karşın saatler düşmüyor. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Öbür kesimlerde iş bulamıyoruz. Büyük bir işsizlik sorunu var. Bu seçimlerde de oyumuzu kullanacağız. Artık bu döngüden kurtulmak istiyorum” diyor.