Süper Lig’de 12. hafta geride kaldı. Fenerbahçe Jorge Jesus idaresinde liderliğini sürdürürken, Şenol Güneş ile yeni başlangıç yapan Beşiktaş da alanında galibiyete ulaştı. Galatasaray ise deplasmanda kusur yapmadı.
Milliyet’in duayen muharriri Şansal Büyüka, geride kalan Harika Lig’in 12. haftasını “Şansal Büyüka ile dobra dobra” köşesinde kıymetlendirdi. Üstün Lig’in 13. haftasında oynanacak olan ve futbolseverler tarafından heyecanla beklenen Galatasaray-Beşiktaş maçı için de görüşlerini aktaran Büyüka, çarpıcı sözler kullandı.
Şansal Büyüka’nın yazısı şu halde;
Fenerbahçe ile Beşiktaş, Süper Lig sonuncusu Ümraniyespor ile bir üstündeki İstanbulspor’a 5’er gol attılar ya, güya şampiyon oldular. Abartmayı ne kadar çok seviyoruz. Çok mu güzel oynadılar? Hayır… Yalnızca ortadaki güç farkını kullandılar. Üstelik yalnızca attıkları gollere değil, bir de yediklerine bakalım. Üst düzey kadroların yiyeceği goller miydi bunlar?
Bir köşe eksik!
– Fenerbahçe Futbol Takımı, Süper Lig ve UEFA Avrupa Ligi’nde liderliğini sürdürüyor.
– Fenerbahçe Erkek Basketbol Kadrosu, Eurolig’de 5’te 5 yaptı.
– Fenerbahçeli bayan voleybolcular, bileği bükülmez Vakıfbank’ı set vermeden yenip Şampiyonlar Kupası’nı kazandılar.
– “Fenerbahçe zevkten dört köşe” diyeceğim lakin şimdi bir köşe eksik…
Bu işte bir terslik var
- Fenerbahçe ligde toplam 12 gol yedi.
- Ümraniye’den 3 gol…
- Karagümrük’ten 4 gol…
- İstanbulspor’dan 2 gol…
- Bu işte bir zıtlık yok mu?
Hangi ‘güneş’ hocam?
Beşiktaş’ta Şenol Güneş’in imza merasimi, bir protokolü yerine getirmeyi geçti, Güneş’in söyledikleriyle bir öbür boyut kazandı. İşte Şenol Hoca’dan alıntılar…
– Güneş gelince yıldızlar görünmez (Futbolculara gönderme mi?)
– Güneş’in değerini bilin (Hangi güneşin Hocam).
– Lider parayı sever (Başkan Çebi yanında oturuyor).
– CV’si düzgün lakin çok konuşuyor (Yanında oturan Ceyhun Kazancı’ya).
– Türkiye’nin en yetenekli futbolcusunu oynatmıyor (Arda için Jorge Jesus’a).
Hangi güneşin değerini bileceğiz Hocam? Dünyamızı ısıtan, aydınlatan güneşin mi, yoksa Şenol Güneş’in mi? Neyse ki, ikisinin de ehemmiyetini biliyoruz.
Sezon başı mukadderat maçı
Haftanın maçı ve gündemi hiç kuşkusuz Galatasaray-Beşiktaş maçı… İki kadronun da puan olarak Fenerbahçe’nin gerisinde kalışı, Beşiktaş’ın Şenol Güneş ile yeni bir seyahate yelken açışı, maçın ehemmiyetini ve pahasını daha da arttırıyor. İki tarafın birbirlerine karşı üstünlükleri de var, eksik yanları da… Bakalım.
Beşiktaş daha atletik grup… Süratli, çabuk, rakip kaleye kestirmeden gitmeye çalışıyor. Galatasaray’da kalite daha âlâ fakat tempo yavaş, süratli hamle önemli manada eksik…
Beşiktaş geri dörtlüsü, bilhassa son iki maçta çok makûs oynadı. Galatasaray geri dörtlüsü, Beşiktaş’a oranla daha sağlam duruyor, daha fazla inanç veriyor.
“1” numaralarda Galatasaray bir numara… Muslera rakibi olmayan, istikrarını koruyan, birçok vakit Galatasaray’ı kurtaran bir kaleci… Beşiktaş kalede rahat değil… Bu hafta Ersin mi, Mert mi ikilemini yaşayabilir…
Golcülerde Galatasaraylı Icardi, Beşiktaş golcülerine oranla çok daha meslekli… Lakin Icardi’nin şimdi ismi geldi, kendi Galatasaray’a gelmedi. Beşiktaş; Weghorst ve Cenk Tosun’la golcüler konusunda daha önde…
Beşiktaş yeni hocası Şenol Güneş ile ezberleri bozabilir. Okan Hoca’nın karşısına nasıl bir Beşiktaş çıkacağını şimdi bilmeyişi kendisi ve grubu ismine kasvet yaratabilir.
Lider Fenerbahçe; Galatasaray’ın 5, Beşiktaş’ın 4 puan ilerisinde… Lakin Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’tan şimdi bir maçı eksik… Yani fark 7 puan olarak da düşünülebilir…
Galatasaray ile Beşiktaş’tan biri bu maçı kaybederse, şimdi yolun başı sayılmasına karşın telafisi güç bir darbe alır. Maç berabere biterse ikisi birden kaybeder, Fenerbahçe kazanır.
Henüz dönem başı sayılabilir. Buna karşın yazgı maçı sayılabilecek bir derbi bizi bekliyor.
10 gol kurtardı diyoruz da…
Galatasaray’da çok güçlü bir takım olmasına karşın, şimdi günümüzün geçerli futbol anlayışına sahip değil…
- Atletik ekip değil…
- Çabuk değil, süratli değil…
- Tempo devamlılığı yok…
- Ayrıca; Icardi, Mertens, Mata üzere oyunculardan tempo bekleyemezsiniz.
- Ustalar kalitelerini konuşturacaklar. Kabul edelim ki şimdi o noktada değiller.
- Karagümrük kalecisi Viviano, “10 gol kurtardı” diyoruz da…
- Sert vurun, düzgün vurun, köşeye vurun bakalım; kurtarabiliyor mu?
Şaşırdım
– Karagümrük’ün hocası Pirlo’nun hiç atak etmediği maçta Diagne’yi oyunda tutmasına…
– Galatasaraylı Kerem Aktürkoğlu’nun performans olarak ısrarla bu kadar geriye gitmesine…
– Kasımpaşa golünde Konyaspor kalecisi Sehiç’in çok ve dramatik ikramına…
Bekleyen derviş muradına ermiş
- Emre (Galatasaray): Bekleyen derviş, muradına ermiş.
- Viviano (Karagümrük): 10 kurtarış, 0 puan…
- Sehiç (Konya): Kaptan gemisini karaya oturttu.
- Günay (Gaziantep): Yediği goller kalitesine yakışmadı.
- Cenk Tosun (Beşiktaş): Valerien gitti, prangaları çözüldü.
- Weghorst (Beşiktaş): Cenk gelince, golleri daha rahat geldi.
- Ertaç (A.Demirspor): Son saniye kurtarışıyla bir puan…
- Topalli (İstanbulspor): Akılla, süratle, marifetle gelen iki gol…
- Arao (F.Bahçe): Artta, önde, her yerde…
- Batshuayi (F.Bahçe): 3 gol, 1 asist… Türkiye mesleğinde rekor…
Sakat değilse çabucak alırım
Trabzonspor’un transferde kadrodan ayrılan Nwakaeme’yi orta transferde tekrar alacağını okuyorum, duyuyorum. Nwakaeme’nin son durumu nedir, oynuyor mu, oynuyorsa nasıl oynuyor, performansı nasıl hiç bakmam. Sakat değilse çabucak – derhal alırım. “Kaçan balık büyük olur” derler de, Trabzonspor’un elinden balık değil, koca bir balina kaçtı… Oltaya, ağa takılıyorsa, çabucak avlayın, getirin.
Ne kusur olsun ne de konuşulsun
Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, “Hakemler için bir yıldır konuşmama kararı aldık” dedi. Açıkçası alkışlanacak bir karar… Lakin en değerlisi, dilemem ve istemem fakat Trabzonspor aleyhine bir hakem yanlışı olduğunda da bu konuşmama kararını sürdürebilmek… Bu karar, o vakit çok daha mana ve değer kazanır. Fakat en ideali; ne hakem yanlışı olsun, ne de yönetici konuşsun.
Palut’un sözleri statlara asılmalı
Konyaspor -Kasımpaşa maçının son dakikaları savaş alanına döndü. Maç sonu Konya’nın hocası İlhan Palut’un açıklamalarını okudum ve ayakta alkışladım.
İlhan Hoca, “Sakin olmamız gerekiyor. Saha kenarı gerginlikleri başta ben, takımım ve oyuncularıma hiçbir yarar getirmeyecek. Bu mevzuda biraz daha dikkat etmemiz gerekir” dedi. İlhan Hoca’nın bu kelamlarını çerçeveletip, Türkiye’nin her stadına, her koridoruna asmalıyız. Ancak o denli bir milletiz ki, işimize gelmeyeni okumuyor, duymuyoruz.
Kolay değil
- Kayseri: Son 25 dakikada 0-2’den 2-2’ye… Kolay değil…
- Alanya: Nihayet fabrika ayarlarına döndü.
- Ankaragücü: Atletik kadro… Tazı üzere kıvrak ve çabuk…
- Karagümrük: Galatasaray kalesine dürbünle baktılar.
- Hatayspor: Beşiktaş fiyakası çabuk ve kötü bozuldu.
- Konyaspor: Gol yollarında kuraklık yaşıyor.
- Adana Demirspor: Gol atmak kadar, müdafaayı da bileceksin.
Sakarya’ya neden ulusal maç yok?
Türkiye’nin her yerinde ulusal maçlar oynanıyor. Elbette oynanacak. Lakin Sakarya üzere bu ülkenin en değerli futbol kentlerinden birine niçin bir A ulusal maçı verilmez?
Sakarya’da 30 bin kişilik çağdaş stat var, bu stadı dolduracak futbol seyircisi var, bilhassa Sapanca başta, Türkiye’nin en hoş otelleri var. Ulaşım sıfır sorun… Ne oluyor da Sakarya bu özelliklerine karşın ulusal maç alamıyor?
Sakın, “kriterler uymuyor” falan diye kimse masal anlatmasın… Nerelerde ulusal maçlar oynanıyor görüyoruz. Siyasi güç mü gerekiyor, hemşerilik hisleri mı öne çıkıyor, ne oluyor da Sakarya ulusal maç alamıyor?
Niçin kaçıyorlar?
Dünyanın en büyük, en itibarlı markalarından Mercedes’in TFF‘nin ve ulusal kadronun sponsorluğundan ayrılacağını duymuş ve geçen hafta yazmıştım. Bir yalanlama gelmedi.
Şimdi de Vodafone üzere bir diğer dünya markası, Beşiktaş’ın stat ve her türlü sponsorluğundan ayrılacağını duyurdu. Bu dünya markası isimler; küresel kriz yüzünden mi, yoksa bizdeki “berbat” futbol ikliminden mi kaçıyorlar