Tarihi tersyüz edip yeni tarih yazmak isteyenler; Mustafa Kemal Atatürk’ü yok sayıp, değersizleştirip, Vahdettin’i “vatan kurtaran padişah” olarak yutturmaya çalışıyorlar.
Rıza Işık, Mevlanzade Rıfat, Necip Fazıl Kısakürek, Kadir Mısıroğlu, Abdurrahman Dilipak üzere siyasal İslamcı isimlere nazaran Ulusal Mücadele’nin ateşini, Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderen Vahdettin yakmıştır. Meğer gerçek bunun tam zıddıdır.
Vahdettin, İngilizlere karşı direnmeyi bir an bile düşünmemiştir. İngiliz işgalinden iki ay sonra 10 Ocak 1919’da, İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe’un Londra’ya gönderdiği rapor, Vahdettin ile ilgili gerçeği net bir formda ortaya koymaktadır.
Raporda şunlar yazıyor: “Padişah, bütün umudunu İngiltere’ye bağladı. Her istediğimizi tutuklayıp cezalandırmaya razı. Halifelik makamında kalabilmesi için kendisine İngiliz hükümetinin yardım edip etmeyeceğini soruyor. Yüksek Komiserlik’ten gelecek işarete nazaran harekete edeceğini söylüyor.” (Bilal Şimşir, İngiliz Evrakları, C.2, S.36., İngiliz Bilinmeyen Evrak No: F0/4172-13592)
VAHDETTİN iŞGALCİLERLE…
Mustafa Kemal hem işgalcilerle hem de padişahın ve buyruğu altındaki şeyhülislamlarının kışkırtmaları sonucu çıkan birçok isyanla çaba etmiştir. Vahdettin ise bırakın bağımsızlığı, kendi tahtının, saltanatının sürmesi karşılığında Ulusal Mücadele’nin başarısız olması için elinden geleni yapmıştır.
İnsan zekâsı ile alay edercesine Vahdettin’in Mustafa Kemal’i ve Kurtuluş Savaşı’nı desteklediğini söyleyenlere, şahsen Vahdettin imzalı idam fermanlarını, Kuvayı Milliye’ye katılanları hain ilan ettiği bildirileri hatırlatmak gerekir. Şeriatçı cemiyetler ve isyancı birlikler, Vahdettin’in buyruğu ile Kuvayı Milliye’ye karşı kurulmuştur. En ünlüsü Anzavur isyanıdır ve o isyanda Kuvayı Ulusala saflarındaki birçok vatansever şehit olmuştur.
50. GÜN… VAHDETTİN, MUSTAFA KEMAL’İ ASKERLİKTEN KOVDU!
Vahdettin’in, Mustafa Kemal’i Samsun’a vatanı kurtarması için göndermediğini, Alev Coşkun “50 gün” yazısında tüm yalınlığıyla anlatmıştır.
Mustafa Kemal’in Anadolu’ya gönderiliş safsatasını çürütecek delilleri tarih sırasıyla belirtelim:
1- 8 Haziran 1919: İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe, Londra’ya rapor yazarak “Anadolu’da karışıklık çıkaranların başını Mustafa Kemal çekiyor” dedi. Tıpkı gün Harbiye Bakanı Şevket Turgut Paşa, bir telgraf göndererek Mustafa Kemal’in çabuk İstanbul’a dönmesini istedi.
Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçeli yalnızca 19 gün olmuştu.
2- 11 Haziran 1919: Mustafa Kemal, kendisinin geriye çağrılışının nedenini Genelkurmay liderinden sordu. Genelkurmay Lideri Cevat Çobanlı Paşa, şifreli bir telgrafla “İngilizler istedi” diye cevap verdi.
TUTUMU SINANIYOR
3- Birebir gün Mustafa Kemal, Padişah Vahdettin’e gönderdiği telgrafta, İngilizlerin buyruğundaki bireylerin kendisini İstanbul’a çağırdığını belirtti ve “Sizi son ziyaretimde, millet beni ve kendini inşallah kurtarır demiştiniz. Artık görüyorum ki millet baştan aşağıya uyanıktır, bağımsızlık için kuvvetli bir inançla donanmıştır. Beni geri çağırıyorlar, mevzuya müdahale edin” dedi.
Padişah, Mustafa Kemal’in bu telgrafına karşılık vermedi.
4- 21-22 Haziran 1919: Amasya Bildirisi yayımlandı, “Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını, yeniden milletin kesin karar ve direnişi kurtaracaktır. Her vilayetten üç kişi seçilerek Sivas’a gönderilecek ve ulusal bir kongre toplanacaktır” deniliyordu.
5- Sonraki gün 23 Haziran 1919: Bakanlar Şurası, Mustafa Kemal’i vazifesinden azletti, bütün vilayetlere “Mustafa Kemal’in hiçbir resmi sıfatı kalmamış olduğundan, bildiri ve buyruklarının resmi nitelik taşımadığını ve buyruklarına uyulmamasını” istedi. Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçeli şimdi 34 gün olmuştur. Mustafa Kemal, hükümete verdiği cevapta, kendisinin “Padişah iradesiyle misyona atandığını, kendisini vazifeden almaya lakin padişahın yetkili olduğunu, bu nedenle hükümetin bu kararını tanımadığını” bildirdi.
6- 23 Haziran 1919: İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe, Londra’da, Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği telgrafta Mustafa Kemal’in vazifeden alındığını bildirdi ve şunları yazdı: “Mustafa Kemal, âlâ niyetle misyonuna atanmıştı. Samsun’a varışından beri kendisini, milliyetçi akımın merkezi haline getirmiştir.”
7- 3 Temmuz 1919: Mustafa Kemal ve beraberindeki heyet Erzurum’a geldi, kendisini halk ve Kâzım Karabekir Paşa karşıladı.
8- 5 Temmuz 1919: Harbiye Bakanı Ali Ferit Paşa, telgraf başında Mustafa Kemal’le görüştü. Mustafa Kemal’i padişah ismine İstanbul’a çağırdı, kendisinin tutuklanmayacağına ait garanti verdi.
Mustafa Kemal, kendisini İstanbul’a çağıran Harbiye bakanına İstanbul’a geri dönmeyeceğini bildirdi ve telgrafında “İngilizlerin kendisini tutuklamayacakları yolunda verdikleri teminata inanmanın saflık olduğunu” belirtti.
7 – 8 Temmuz 1919: Mustafa Kemal gece Saray’dan gelen istemle telgraf başına çağrıldı. Padişah ismine konuşan Harbiye Bakanı Ferit Paşa, evvel “Padişahın selamı şahanelerini” bildirdi. Padişah’ın Mustafa Kemal’i İstanbul’a beklediğini belirtti. Karşılık veren Mustafa Kemal, Erzurum’dan ayrılmayacağını yineledi. Bunun üzerine, padişahın kendisini vazifeden aldığı bildirildi. Bu vazifeden alma, çabucak Osmanlı Devleti’nin resmi gazetesi Takvimi Vekayi’de yayımlandı. Motamot şöyledir: 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa’nın memuriyetine hitam verilmiştir. İşbu iradei seniye icrasına Harbiye nazırı memurdur.” İmzalar: Harbiye Nazırı Ferit, Sadrazam Vekili Şeyhülislam Sabri, Padişah Mehmet Vahdettin.
ATATÜRK, NUTUK’TA, VAHDETTİN’İ BU TÜRLÜ ANLATMIŞTI
(Söylev, Mustafa Kemal Atatürk, yayıma hazırlayan H. Veldet Velidedeoğlu, Cumhuriyet Kitapları)
SAMSUN’DAN EVVEL BİLİNMEYEN 6 AY
Gazetemiz imtiyaz sahibi ve Cumhuriyet Vakfı Lideri Dr. Alev Coşkun’un, “Samsun’dan Evvel Bilinmeyen 6 Ay” kitabında, Padişah Vahdettin’in hainliğini dokümanlarla anlatmıştı. (Cumhuriyet Kitapları)
“GERÇEKLER TERSYÜZ EDİLİYOR”
Milli Gayret tarihini yazı ve kitapları ile en uygun tahlil eden isimlerden Alev Coşkun’u aradım… Murat Bardakçı’nın açıklamasını ve yaşanan tartışmaları sordum. Coşkun, yazıda yer verdiğim “50 gün analizi”ni anımsatarak “19 Mayıs ve 8 Temmuz 1919 tarihleri ortasındaki 50 günü yazdım. Hani Mustafa Kemal’i Vahdettin bilerek göndermişti? Hani Anadolu’da bir örgüt kurmasını istiyordu? Neden 50 gün sonra kendi imzasıyla Mustafa Kemal’i vazifeden aldı? Padişah hem Anadolu’ya gönderiyor hem de misyondan alıyor. Bu nasıl bir göndermedir?” dedi.
Alev Coşkun, İstanbul’daki divanı harbin, Mustafa Kemal’i yokluğunda yargıladığını ve idam kararı verdiğini de hatırlatarak şunları söyledi: “Padişah Vahdettin de bu kararı 24 Mayıs 1920’de onayladı. Nasıl oluyor da Anadolu’yu örgütlemesi için padişahın gönderdiğini sav ettikleri Mustafa Kemal’in idam kararını padişah onaylamıştır? Bu argümanlar işgalcilerle birlik olmuş, İngilizlere manda önermiş, Millet Meclisi’ne karşı gelmiş ve ihanet etmiş Vahdettin’i kollamak için gerçeklerin tersyüz edilmesidir.”
GOEBBELS TAKTİĞİ
AKP, Hitler’in ünlü propaganda bakanı Goebbels’in taktiğini izliyor. “Yalanı ne kadar büyük söylersen o kadar inandırıcı olur” diyordu Goebbels. Ve büyük palavralar tekrar edilmeliydi…
Vahdettin’den kahraman yaratma eforu, örtülü Atatürk düşmanlığının sözüdür. İktidar, Mustafa Kemal Atatürk’ün savaş vakitlerinde kurduğu ve danıştığı, karar aldığı TBMM’yi fonksiyonsuz kılmış, Osmanlı devrini aratmayacak saltanat ve yetkilerle ülkemizi ortaçağ karanlığına geri götürmüştür.
Tunç Soyer’in konuşmasındaki “saray” vurgusu günümüz Saraylılarını kötü halde rahatsız etmiştir…
Günlerdir yandaş televizyon ekranlarında ve gazetelerde tarihi gerçekleri anlatan isimler amaç alınıyor.
Şair Adnan Yücel, iftira yağmurlarına ve baskılara direnenler için dizelerinde umudu yeşertiyor:
“Saraylar saltanatlar çöker
kan susar bir gün
zulüm biter
Menekşeler de açılır üstümüzde
Leylaklar da güler
bugünlerden geriye
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler…”